Avşa Adası’nın yerli halkı hakkında ilk yazılı bilgilere coğrafyacı Strabon ve tarihçi Plinius’un eserlerinde rastlanır. Bu ada, toprak bakımından hiçbir zaman zengin olmamış ve bağımsız bir yönetim kurmamıştır.
Tarih boyunca, etrafındaki güçlü devletlerin etkisi altında kalmıştır. Ayrıca Hristiyan din adamları için bir sürgün yeri olarak kullanılmış ve Ortaçağ boyunca boş kalmıştır. Şu ana kadar ada üzerinde hiç sistematik kazı yapılmamıştır. Ancak, ada üzerindeki buluntular, anakara Kapıdağ Yarımadası’ndan ayrılmadan önce bazı ilkel toplulukların yaşadığını, avcılıkla geçindiklerini ve anakara ile bağlantıları kesildiğinde yeni bir yaşam tarzı geliştirdiklerini, avcılığı azaltarak tarım, hayvancılık ve balıkçılığa yönelik bir geçim kaynağı oluşturduklarını göstermektedir.
İçindekiler
ToggleAvşa Adası’nın Tarihteki İsimleri Nelerdir?
Avşa Adası‘nın tarihinde ada birçok farklı isimle anılmıştır. Aosia, Afissia gibi isimleri bulunan ada Araplar Adası adıyla da anılmıştır. Çok yakın zamana kadar Türkeli olarak bilinen ada 2005 yılında Avşa adını almıştır.
Avşa Adası, yüzyıllar içinde birçok farklı isimle anılmıştır. Kyzikos’lu Diogenes, Propontis adalarını tanımlarken Ofiousa ile Fisia’yı ayırmıştır. Plinius bu adaya OPHiUSSA adını vermiştir.
Bizans tarihinde ise Avşa’nın ismi AFOUSiA olarak geçer. 17. yüzyılın başlarında, adaya Meryem Ana Manastırı nedeniyle Pnagia adı verilmiştir. Patrikhane tarafından 1892 tarihli bir vasiyetnamede ise adanın ismi AOSiA olarak yazılmıştır. Rumlar adayı terk etmeden önce ise AFISSIA ismini kullanmışlardır. Ada daha sonraları Araplar Adası olarak da adlandırılmıştır. Yakın zamanlarda ise adanın resmi adı Türkeli olarak değiştirilmiştir ve daha sonra tarihi isminin Türkçeleştirilmiş hali olan AVŞA kullanılmaya başlanmıştır.
Avşa Adası tarihi Ne Zamana Dayanır?
Avşa Adası tarihi M.Ö. zamanlara kadar dayanmaktadır. Edinilen bilgilere göre ilk zamanlar anakaraya bağlı olan toprak parçası zamanla ayrılarak ada halini almıştır.
Orta Çağ döneminde Bizans İmparatorluğu zamanlarında suçluların sürgün yeri olarak kullanılan adada yerleşik yaşam olmadığı için tarihi kalıntılara da rastlanmamaktadır. Sadece Bizans zamanında kalma kilisenin temelleri bulunmaktadır.
Çevresindeki yönetimlerin idaresi altında kalan ada, kullanılmadığı için tarihi olaylara da şahitlik etmemiştir.
Bizans İmparatorluğunun yıkımından sonra Osmanlı Devleti’nin himayesine geçen adada o zamanlar Türkler, Rumlar ve Yahudiler yaşamaya başlamıştır. Bir süre sonra adada sadece Türkler kalmıştır.
Cumhuriyet Döneminde ise tarımcılık ve hayvancılık faaliyetleri ile geçimini sağlayan adada, 1970’li yıllarda turizmciliğin önem kazanması ile yakın çevrelerin tatil bölgesi halini almaya başlamıştır.
Kaynak : Avşa Adası Tarihi
Bu içeriği yararlı buldunuz mu?
Bir puanlama yapın
Puan 4.5 / 5. Toplam Puanlayan 2
Hiç oylama yapılmamış. İlk puanlayan siz olun.